İç mekanınızın renk düzeni sadece odanın estetiğini yaratmakla kalmaz, aynı zamanda içindeki insanların ruh halini de etkileyebilir. Bu nedenle, duvarları boyamak söz konusu olduğunda, renklerin belirli özelliklerini tanımak gereksiz olmayacaktır. Bu, hatalardan kaçınmaya yardımcı olacak ve herhangi bir odada rahat bir ortamı garanti edecektir.
Yatak odasında kırmızı kullanmayın
Fotoğraf: Magda Ehlers / pexels
Kırmızı en sevdiğiniz renk olabilir. Ama öyle olsa bile, yatak odasında yeri yok. Sonuçta, bir insanda oldukça güçlü bir duygusal ve fiziksel reaksiyona neden olan kırmızı renktir. Gerçek şu ki, bilinçaltında onu tehlikeyle ilişkilendiriyoruz. Bu da hızlı bir kalp atışına neden olabilir ve uyku üzerinde kötü bir etkisi olabilir.
Mor kabuslara neden olabilir
Fotoğraf: cassidy muir / pexels
Mor, yatak odasının iç kısmında kullanım için en az uygun renklere de atfedilebilir. Dünyanın en büyük motel zinciri Travelodge, mor duvarlı salonlarda misafirlerinin altı saatten az uyuduğunu bildirdi. Ek olarak, psikostimulan olarak kabul edilen ve bu nedenle kabuslara neden olabilen bu gölgedir.
Kahverengi tonlarda oturma odanızı dekore ederken dikkatli olun
Fotoğraf: Dalila Dalprat / pexels
Bazı kahverengi tonları oturma odasını aydınlatabilir. Ancak çoğu durumda, bu renk alanı çok karanlık, donuk yapar ve kesinlikle azaltır. Her durumda, iç mekandaki koyu gölgeler söz konusu olduğunda çok dikkatli olmanız gerekir.
Beyaz duvarlar ders çalışmak için değil
Fotoğraf: Pixabay / pexels
Beyaz küçük alanlar için iyidir. Alanı görsel olarak genişletir ve rahatlık ve tazelik hissi yaratır. Ancak, zamanınızın çoğunu geçirdiğiniz ofisinizi dekore etmeye gelince, tamamen beyaz duvarlardan vazgeçmek daha iyidir. Bu renk, özellikle bir kişinin tüm gün bilgisayar başında çalıştığı durumlarda göz yorgunluğuna ve yorgunluğa yol açar.
Mutfakta koyu gri tonlarından kaçının
Fotoğraf: Stephanie Ho / pexels
Kuşkusuz gri, en cesur iç mekan çözümlerini gerçeğe dönüştürmeyi mümkün kılan renklerden biridir. Ancak mutfak tasarımında özellikle küçük boyutlarda grinin koyu tonlarının kullanılması, mekanın fazla monoton, soğuk ve hatta iç karartıcı görünmesine neden olabilir. Bu nedenle, daha sıcak tonlarla seyreltmeyi unutmayın.
İç kısımdaki pembe renk: asıl şey aşırıya kaçmamak
Fotoğraf: Megan Forbes / pexels
Psikoloji açısından bakıldığında, pembe renk sevgisi, rüya gibi ve nazik doğaların karakteristiğidir. Bu renk rahatlamayı teşvik eder, saldırganlığı nötralize eder, rahatlık hissi yaratır ve bir odada parlak bir vurgu yaratmak için mükemmeldir. Ancak pembe kullanırken orantı hissini korumak önemlidir. Parlak tonun fazlalığı, yalnızca tiksinti hissine yol açmakla kalmaz, aynı zamanda odanın genel estetiğini de bozar.